Vahiy Bölüm 9
'Dumanın içinden yeryüzüne çekirgeler çıktı.  Yeryüzündeki akreplerin sahip olduğu donanıma benzer bir donanım onlara verildi.'

1Beşinci melek borazanını çaldı. Gökten yeryüzüne düşmüş olan bir yıldız gördüm. Derinlikler kuyusunun anahtarı ona verildi.

Yedi meleğin beşincisi borazanını çaldı. Derinlikler kuyusunun anahtarı gökten yeryüzüne düşmüş olan bir yıldıza verildi. Buna göre bu “yıldız” kişiliği olan bir varlıktı. Yuhanna Vahiy 1’de İsa’nın sağ elinde yedi yıldız gördü. Bu “yıldızlar” yedi meleği simgeliyordu (bkz. 1:16,20). Vahiy 12:7-10’da Şeytan ve onun meleklerinin gökten yeryüzüne atılmaları açıklanacak. Böylece yukarıdaki ayette kendisine anahtar verilen yıldızın Şeytan’ın meleklerinden biri olduğunu anlarız. “Derinlikler kuyusu” hakkında ayrıntılı bilgimiz yok. Mesih’in bin yıllık krallığı süresince Şeytan bu derinliklerde bağlı kalacak (Vahiy 20:1-3).

2Derinlikler kuyusunu açtı. Yanan büyük bir ocaktan çıkan dumana benzeyen bir duman kuyudan yükseldi. Güneş ve hava kuyunun dumanından karardı. 3Dumanın içinden yeryüzüne çekirgeler çıktı. Yeryüzündeki akreplerin sahip olduğu donanıma benzer bir donanım onlara verildi.

Melek derinlikler kuyusunu açtığı zaman güneşi ve havayı karartan bir duman yükseldi. Bu dumandan olağanüstü özelliklere sahip çekirgeler yeryüzüne çıktı. Bu çekirgeler akrep gibi azap verme gücüyle donatılmıştı. Yeşaya peygamber, Tanrı’nın haksızlık etmiş olan ulusların üzerine getireceği yargıyı bir çekirge saldırısına benzetti: Çekirgeler nasıl devşirirse, sizin çapul malınız da öyle devşirilecek; onun üzerine çekirge saldırışı gibi saldıracaklar (Yeşaya 33:4, eski çeviri).

Vahiy 9:2-3’te “duman” kelimesi dört kez kullanıldı. Bu vurgu anlamlıdır. Bu ayetlerden önce Vahiy kitabında “duman” kelimesi sadece bir kez kullanıldı: Vahiy 8:4’te Mesih’in aracılığını simgeleyen buhurun dumanı Tanrı’nın önünde yükseldi. Bu aracılık, Tanrı’nın krallığının gelişini ve O’nun halkının kanının öcünün alınmasını dileyen imanlıların dualarını etkin kıldı. Derinlikler kuyusundan yükselen dumandan bu öcü alacak olan çekirgeler çıktı. Yoel peygamber, Yeruşalim’e karşı gerçekleşecek olan askerî bir saldırı öngördü. Yoel bu saldırıyı bir çekirge saldırısına benzetti: Gazamdan artakalanı çekirge yedi; ve çekirgeden artakalanı yelek yedi; ve yelekten artakalanı hasil yedi…Çünkü memleketimin üzerine kuvvetli ve sayıya gelmez bir millet çıktı (Yoel 1:4,6; eski çeviri). Yedi yıllık sıkıntı süresinin ortasında gerçekleşecek olan bu saldırıda korkunç zulümler yapılacak. Yuhanna’nın gördüğü olağanüstü çekirgeler, Yeruşalim’de yapılan kötülüklerin karşılığını aynı şekilde bunları yapanlara verecek.

4Ne yeryüzünün otlarına ne herhangi bir yeşilliğe ne de hiçbir ağaca değil, ancak alınlarında Tanrı’nın mührü olmayan insanlara zarar vermeleri söylendi. 5Bu insanları öldürmeden onlara beş ay azap çektirmeleri için, çekirgelere talimat verildi. Çekirgelerin verdiği azap bir akrebin insanı ısırdığında verdiği azap gibiydi. 6O günlerde insanlar ölümü arayıp asla bulamayacaklar. Ölmeyi arzu edecekler ancak ölüm onlardan kaçacak.

Dünyanın bildiği çekirgeler her tür yeşil bitkiyi yiyip bitirir. Fakat Yuhanna’nın gördüğü olağanüstü çekirgeler bitkilere zarar vermeyecekler. Derinlikler kuyusundan çıkacak olan çekirgeler, Vahiy 7 bölümünde alınlarından mühürlenen 144 bin kişiye de zarar vermeyecekler. Çünkü bu çekirgelere talimat verildi: yalnızca Tanrı’nın verdiği mührün alınlarında bulunmadığı insanlara saldıracaklar. Bu çekirgeler beş ay boyunca bu insanları öldürmeden akreplerin verdiği acıya benzeyen bir ızdırapla onlara azap çektirecekler. Çekirgelerin verdiği bu azap yüzünden insanlar ölmek isteyecekler. Ancak Tanrı onların ölmesine izin vermeyecek.

7Çekirgeler, savaşa hazırlanmış atlara benziyordu. Başları üzerinde altın taçlara benzer başlıklar vardı. Yüzleri ise insan yüzüne benziyordu. 8Kadınların saçları gibi saçları vardı ve dişleri, aslanların dişleri gibiydi. 9Çekirgelerin demir zırh gibi göğüslükleri vardı. Kanatlarının sesi, savaşa koşan çok sayıda at arabasının sesi gibiydi.

Yoel peygamber, son günlerde Yeruşalim kentine saldıracak olan orduyu şu sözlerle tarif etti: dişleri aslan dişleridir (Yoel 1:6), görünüşleri atların görünüşü gibi; ve cenk atlıları nasılsa öyle koşuyorlar (Yoel 2:4), cenk arabalarının gürültüsü gibi…sıçraşıyorlar (Yoel 2:5). Yoel ayrıca içki içsinler diye şarap bedeline bir kız sattılar (Yoel 3:3) ve altınımı aldınız (Yoel 3:5, eski çeviri) yazdı. Zekeriya peygamber de aynı saldırıyla ilgili olarak evler yağmalanacak, kadınların ırzına geçilecek. dedi (Zekeriya 14:2, Kutsal Kitap). Yuhanna’nın gördüğü çekirgeler, bu saldırıda yapılan zulümleri yansıtan özelliklere sahipti. Dişleri aslan dişleri gibiydi. Savaşa hazırlanmış atlara benziyorlardı. Yüzleri insan yüzüne benzerdi. Kadın saçı gibi saçları vardı. Çekirgelerin kanatlarının sesi, savaşa koşan at arabalarının sesi gibiydi. Bu olağanüstü çekirgeler, peygamberlerin öngördüğü saldırıdaki zulümleri yapanlara bir kâbus gibi olacak. Ancak bu kâbus sadece korkulu bir rüya değil, gerçek olacak.

Çekirgelerin demir zırh gibi göğüslükleri vardı. Başları üzerinde altın taçlara benzer başlıklar vardı. Daniel peygamber Babil Kralı Nebekadnessar’ın bir düşünü açıkladı (bkz. Daniel 2:31-45). Bu düşte Babil İmparatorluğu’nu simgeleyen madde altındı, Roma İmparatorluğunu simgeleyen madde ise demirdi. Vahiy kitabının sonraki bölümlerinde göreceğimiz gibi, bu iki kent yedi yıllık sıkıntı süresinde sahte Mesih’in merkezler olarak kullanacağı kentler olacak.

10Çekirgelerin akreplerinki gibi olan kuyrukları ve iğneleri vardı. Çekirgeler beş ay insanlara zarar vermek için kuyruklarında donanımlıdırlar. 11Üzerlerinde bir kralları vardır: İbranice’de “Abbadon,” Grekçe’de “Apollyon” isimli, dünyanın derinliklerinin bir meleğidir. 12İlk “vay” geçti. İşte, bu şeylerden sonra iki “vay” daha geliyor.

Yuhanna’nın gördüğü çekirgelerin kuyruklarında, akreplerin kuyruklarında olduğu gibi iğneleri vardı. Çekirgeler kuyruklarıyla insanlara beş ay zarar verecekler. Bu sürenin bir yılın yarısından az olması Tanrı’nın merhametini ifade eden bir sınırlandırma olabilir. Süleyman’ın Özdeyişleri 30:27 ayeti, Çekirgelerin kralı yoktur, ama bölük bölük ilerlerler. diyor (Kutsal Kitap). Fakat Yuhanna’nın gördüğü çekirgeler doğada bulunan normal çekirgeler değildi. Derinlikler kuyusundan çıkan bu çekirgelerin bir kralları vardı. Bu kral, Şeytan’ın bir meleğiydi. Meleğin ismi “Yıkıma Uğratan” anlamına geliyor. Bu ismin hem İbranice hem Grekçe olarak ayette verilmesi, çekirgelerin hem Yahudi olan hem de Yahudi olmayan insanlara zarar vereceklerini ifade ediyor olabilir. Çünkü yedi yıllık sıkıntı süresinde İsa Mesih’e iman etmeyen Yahudiler, Mesih’e iman eden Yahudilere zulmedecekler: Sizi havralara teslim edecek, zindanlara atacaklar (Luka 21:12, Kutsal Kitap). Çekirgeler iman etmeyen Yahudilere de saldıracak.

Son üç borazanın çalınmasından sonra gerçekleşen yargılar birer “vay” olarak adlandırılıyor (bkz. Vahiy 8:13). Bu “vayların” birincisi çekirgelerdir. Diğer iki “vay,” kalan iki borazan çalındığı zaman meydana gelecektir.

13-14Altıncı melek borazanını çaldı. Tanrı’nın önünde bulunan altın sunağın dört boynuzundan tek bir ses işittim. Bu ses, borazana sahip olan altıncı meleğe, “Büyük Fırat Irmağı mevkiinde bağlanmış olan dört meleği salıver.” dedi.

Vahiy 6:9-10’da Yuhanna “sunağın altında Tanrı’nın sözü ve beyan ettikleri Kuzu’nun tanıklığı uğruna katledilmiş olanların canlarını [gördü].” Gökte olan bu şehitler, “‘Kutsal ve hakiki olan Efendi, ne zamana dek yargılamazsın ve dünya üzerinde oturanlardan kanımızın öcünü almazsın?’ diye feryat ettiler.” Sonra Vahiy 8:3-5’te bir melek Tanrı’nın önündeki altın sunak üzerinde kutsalların dualarına Mesih’in aracılığını simgeleyen buhur kattı. Bunun ardından bu melek buhurdanlığını sunağın ateşiyle doldurdu ve yeryüzüne attı. Sonra yedi melek borazanlarını çalmaya başladı. Altıncı melek borazanını çaldığı zaman Yuhanna aynı altın sunağın dört boynuzundan gelen “tek bir ses” işitti. Bu sesin tek olması, olacak yargının kesin olduğunu vurguluyor. Tanrı, halkının sunaktan yükselen dualarını işitmiştir, halkının kanının öcünü alacaktır.

Eski Babil kenti Fırat Irmağı’nın kenarındaydı. Gelecekte Babil kenti tekrar inşa edilecek (bkz. Vahiy 18). Bu kent sahte Mesih’in ticari merkezi olacak. Vahiy 18:24 ayetine göre, “Peygamberlerin, kutsalların ve yeryüzünün üzerinde katledilenlerin hepsinin kanı Babil’de bulundu.” Yuhanna’nın duyduğu ses, “Büyük Fırat Irmağı mevkiinde bağlanmış olan dört meleği salıver.” dedi. Bu dört meleğin “bağlanmış” olmaları, Şeytan’ı izleyen melekler olduklarını belli ediyor. Bu kötü melekler salıverilecek. Bu melekler, muhtemelen Babil’den başlayarak halkının kanının öcünü almak üzere Tanrı tarafından kullanılacak.

15Belli bir saat, gün, ay ve yıl için hazırlanmış olan dört melek, insanların üçte birini öldürmek üzere salıverildiler. 16Atlı askerlerin sayısı onbinlerce onbinlerdi. Onların sayısını duydum. 17Görümde atları şöyle gördüm: üzerlerine oturanların ateşli, sümbül renginde, kükürtlü göğüslükleri vardı. Atların başları aslanların başları gibiydi. Ağızlarından ateş, duman ve kükürt çıkıyordu. 18İnsanların üçte biri bu üç beladan öldürüldü – atların ağızlarından çıkan ateş, duman ve kükürtten. 19Çünkü atların donanımı, ağızlarında ve kuyruklarındadır. Kuyrukları yılanlara benzer; başları vardır ve bunlarla zarar verirler.

Fırat Irmağı’nda bağlı olarak bekleyen dört melek, kesin bir saat, gün, ay ve yıl için hazırlanmıştı. Bu melekler Tanrı’nın planladığı anda O’nun planladığı yargıyı uygulayacaklar. Bu melekler salıverilince insanların üçte birini öldürecekler. Bu yargıyı eyleme geçirecek olan ordu yüz milyonlarca atlı askere sahip olacak. Bu olağanüstü ordunun atlarının başları aslan başları gibi olacak. Neden aslan başları gibi olacaklar? Daniel peygamber düşte Babil İmparatorluğu’nu bir aslan şeklinde gördü (Daniel 7:4). Oysa Rab İsa Mesih, “Yahuda oymağından olan Aslan” dır (Vahiy 5:5). İsa Mesih, dünyanın haklı Kralı olarak dünyaya dönecek. Ancak yedi yıllık sıkıntı süresinde Şeytan’ın kullanacağı sahte bir Mesih (sahte bir aslan) dünyayı aldatarak gerçek Mesih’in krallık hakkını kendisine almaya çalışacak. Bu sahte Mesih’in kullanacağı merkez kent, tekrar inşa edilecek olan Babil’dir (Vahiy 18). Gerçek Aslan’ı reddeden ancak sahte aslanı izleyen dünyanın insanları, başları aslan başlarına benzeyen atların ağızlarından çıkan ateş, duman ve kükürtle öldürülecekler. Atların kuyrukları yılanlara benzer olacak. Sahte Mesih bir yılanın kurnazlığıyla yalanlar söyleyecek. Onun yalanlarına kulak verenler, Yuhanna’ın gördüğü olağanüstü ordunun atlarının kuyruklarından zehirlenecekler.

20Bu belalardan öldürülmemiş olan diğer insanlar ellerinin işlerinden tövbe etmediler. Cinlere ve göremeyen, işitemeyen, yürüyemeyen altın, gümüş, tunç, taş ve ağaç putlara tapınmayı bırakmadılar. 21Ayrıca ne cinayetlerinden ne iksirlerinden ne cinsel ahlaksızlıklarından ne de hırsızlıklarından tövbe etmediler.

Yedi borazanın çalınmalarının ardından gelen yargılar, Tanrı’nın yaklaşan ebedî yargısından önce verilen uyarılardır. Altıncı borazan çalınınca insanların üçte biri olağanüstü şekilde öldürüldü. Fakat hayatta kalan insanlar bu uyarıyı bile umursamadılar. Onların yürekleri Tanrı’ya karşı katı olduğu için putlarından ve işlemekte oldukları günahlardan vazgeçmediler.

Çağdaş bir insan gerçekten puta tapar mı? Bir put, bir puta benzemeyebilir. Altın, gümüş, tunç, taş ve ahşap putlar yerine bazen mücevherat, otomobil, villa veya mobilya şeklindeki putlara tapınılabilir. Açgözlülük putperestliktir (Koloseliler 3:5). Ayrıca putların arkasında cinler (Şeytan’ın melekleri) duruyor (1. Korintliler 10:19-20). Bugünkü dünyamızda yaygın olan ahlâki düşüş, insanların Tanrı’dan uzak durmalarının sonucudur. Yuhanna’nın gördüğü belalara aldırış etmeyen insanlar cinayetlerinden, büyülü ilaçlarından, cinsel ahlaksızlıklarından ve hırsızlıklarından tövbe etmediler.

SONRAKİ BÖLÜM

ÖNCEKİ BÖLÜM

ANASAYFA