Vahiy Bölüm 20
'Birinci dirilişe paydaş olan kutsaldır, ne mutlu ona!'

1Gökten inen bir melek gördüm. Elinde dünyanın derinliklerinin anahtarı ve büyük bir zincir vardı. 2Ejderhayı, yani tüm yeryüzünü aldatan İblis ve Şeytan olan eski yılanı tutup bin yıllığına bağladı. 3Bin yıllık süre tamamlanıncaya dek ulusları bir daha aldatmasın diye onu derinliklere attı ve derinlikleri onun üzerine kapatıp mühürledi. Bin yılın sonrasında kısa bir süre salıverilmesi gerekiyor.

Yuhanna bir meleğin gökten indiğini gördü. Dünyanın derinliklerinin anahtarı ve büyük bir zincir meleğin elinde hazır duruyordu. Bu melek, Tanrı’dan gelen bir melektir. Yuhanna, Vahiy kitabında üç kez “güçlü” melekler gördü (5:2; 10:1;18:21). Oysa Yuhanna’nın yukarıdaki ayetlerde gördüğü melek “güçlü” olarak tarif edilmedi. Buna göre, güçlü olmayan bir melek bile, Tanrı’nın planladığı gün gelince Şeytan’ı bağlayabilecektir.

“Ejderha”, “İblis”, “Şeytan”, “eski yılan”: hepsi aynı varlığın isimleridir. Bu “eski yılan” Aden Bahçesi’nde Adem’i ve Havva’yı ayarttı. Şeytan, Mesih’in ikinci gelişinde bağlanıp derinliklere atılacak. İblis, Mesih’in bin yıllık krallık süresi boyunca bağlı kalarak ulusları aldatamayacak.

Bugün Şeytan bağlı değildir. Elçi Petrus şöyle konuştu: “Ayık ve uyanık olun. Düşmanınız İblis kükreyen aslan gibi yutacak birini arayarak dolaşıyor” (1. Petrus 5:8, Kutsal Kitap). Elçi Pavlus şöyle konuştu: “Evet, yanınıza gelmek istiyorduk. Hele ben Pavlus, bunu birkaç kez istedim. Ama Şeytan bize engel oldu.” (1. Selanikliler 2:18, Kutsal Kitap; ayrıca bkz. Efesliler 2:1-2). Şeytan bugün hâlâ insanları aldatıyor (bkz. 2. Korintliler 4:3-4). Fakat Rab İsa Mesih’e iman etmiş olan hiçbir insan, Şeytan’ın hükümranlığı altında değildir (Koloseliler 1:12-14).

Şeytan kısa bir süreliğine Mesih’in bu dünya üzerindeki bin yıllık krallığının son zamanlarında tekrar serbest bırakılacak. Tanrı neden Şeytan’ın tekrar serbest bırakılmasına izin verecek? Aşağıdaki 7-10 ayetleri bize bu konuda daha fazla bilgi verecek. İblis’in, ayet 3’ün sözüne göre, “Bin yılın sonrasında kısa bir süre salıverilmesi gerekiyor.” “Gerekiyor” kelimesi bunun Tanrı’nın planına göre olacağını ifade ediyor.

Vahiy 18, Babil kentinin yıkılışını açıkladı. Bu olay Vahiy 19:1-10’da kutlandı. Sonra yeni bir anlatım altbölümü Vahiy 19:11 ayetinde açıldı. Bu altbölümde yedi önemli olay anlatılıyor. Yuhanna bu olaylarla ilgili olarak yedi kez, “gördüm” diyor. Bu yedi olayın birincisi Mesih’in dünyaya dönüşüdür (19:11). İkincisi, bir meleğin kuşları sahte Mesih’in ordusunun cesetlerini yemeye çağrısıdır (19:17-18). Üçüncü olay, sahte Mesih’in ordusunun yenilgisi ve sahte Mesih’le sahte peygamberin ateş gölüne atılmasıdır (19:19-21). Bu yedi olayın dördüncüsü, Şeytan’ın bağlanarak bin yıl boyunca dünyanın derinliklerine atılıp burada kalışıdır (20:1-3). Dördüncü olayın açıklanışının devamı 7-10 ayetlerinde bulunuyor. Kalan üç olayı 20:4; 20:11; ve 21:1 ayetlerinde okuyacağız.

Birkaç farklı zaman dilimi Vahiy kitabında belirtiliyor: örneğin, “bin iki yüz altmış gün” (11:3; 12:6); “üç buçuk gün” (11:9,11); “beş ay” (9:5); “kırk iki ay” (11:2; 13:5). Hiçbiri mecazi veya simgesel değildir. “Bin yıl” ifadesi Vahiy 20:2-7 ayetlerinde altı kez bulunuyor. Bu süre de mecazi veya simgesel değildir.

4Ve tahtlar gördüm; üzerlerine oturdular. Oturanlara yargılama yetkisi verildi.a İsa’nın tanıklığı uğruna ve Tanrı’nın sözü uğruna başları kesilmiş olanların canlarını da gördüm. Ne canavara ne de heykeline tapınmamışlardı. Alınlarının üzerine ve ellerinin üzerine damgayı almamışlardı. Dirilip bin yıllık sürede Mesih’le beraber krallık sürdüler. 5Diğer ölüler bin yıllık süre tamamlanıncaya dek dirilmediler. Bu, birinci diriliştir. 6Birinci dirilişe paydaş olan kutsaldır, ne mutlu ona! Bu dirilişte dirilenlerin üzerinde ikinci ölümün yetkisi yok. Fakat Tanrı’nın ve Mesih’in kahinleri olacaklar. O’nunla birlikte bin yıl krallık sürecekler.

aOturanlar lehine karar verildi. şekilde de çevrilebilir.

Vahiy 19:11’den itibaren anlatılan son yedi olayın beşincisi 4-6 ayetlerinde açıklanıyor. Bu olay, “birinci diriliştir.” Yuhanna, “Ve tahtlar gördüm; üzerlerine oturdular. Oturanlara yargılama yetkisi verildi.” dedi. Birinci dirilişte ölümden dirilen insanlar, tahtlara oturup Mesih’le birlikte bin yıl krallık sürecekler. Daniel peygamber de Yuhanna’nın kullandığı sözlere benzeyen sözlerle bunu anlattı. Daniel, sahte Mesih’in Tanrı’nın halkına zulmedeceğini öngördüğü zaman, “Günleri eski olan gelip hüküm Yüce Olanın mukaddeslerine verilinciye kadar, ve kırallığı mukaddeslerin edindikleri zaman gelinciye kadar [sahte Mesih] onları yendi.” dedi (Daniel 7:22, eski çeviri). Tanrı’nın halkına zulmeden sahte Mesih cehenneme ve Şeytan da dünyanın derinliklerine atıldıktan sonra, Rab İsa’ya iman etmiş olan herkes ölümden dirilip O’nunla birlikte bin yıl boyunca krallık sürecek.

“Birinci dirilişe paydaş olan kutsaldır, ne mutlu ona!” Birinci diriliş İsa Mesih’in bin yıllık krallığından önce gerçekleşecek. Birinci diriliş İsa’nın Kendisinin ölümden dirilişiyle başladı (Fakat şimdi Mesih uyuyanların turfandası olarak ölülerden kıyam etmiştir. [1. Korintliler 15:20, eski çeviri]). Sonra kilise döneminde ölmüş olan imanlılar ölümden dirilerek ve yaşamakta olan imanlılar yeni beden alarak yedi yıllık sıkıntı süresinden önce dünyadan alınacaklar (1. Selanikliler 4:13-18; 1. Korintliler 15:51-55). Mesih’in ölümünden önce yaşamış olan imanlılar (Eyüp 19:25-26; Daniel 12:1-2) ve yedi yıllık sıkıntı süresinde ölen imanlılar (Vahiy 20:4) bu sıkıntı süresinin sonunda ölümden dirilecekler. Bunların hepsi birinci dirilişe aittir. Bunların üzerinde “ikinci ölümün yetkisi yok.” Fakat birinci dirilişe ait olmayan insanlar, Mesih’in dünya üzerindeki bin yıllık krallığının sonunda ölümden dirilecekler. Bu insanlar son yargıda mahkûm olacaklar.

Birinci dirilişte ölümden dirilen insanlar Mesih’in bin yıllık krallığında kâhinler olarak hizmet edecekler. Yuhanna, Vahiy kitabının ilk bölümünde de bunu söyledi: “Yücelik ve Kudret; bizi sevene, kanıyla bizi günahlarımızdan yıkamış olana - bizi bir krallık, Tanrısı ve Babası’na kahinler de yaptı - sonsuzca aittir. Amin!” (1:5-6).

7Bin yıllık süreden sonra Şeytan zindanından salıverilecek. 8Dünyanın dört bir köşesinde bulunan ulusları, Gog’u ve Magog’u aldatmaya, onları savaşa toplamaya çıkacak. Onların sayısı denizin kum tanelerinin sayısı gibidir. 9Yeryüzünün enginliğine çıkıp kutsalların ordugâhını ve sevilen kenti kuşattılar. Gökten yeryüzüne, Tanrı’dan gelen bir ateş indi ve onları yiyip yuttu.

Şeytan, Mesih’in bin yıllık krallık süresi boyunca dünyanın derinliklerindeki zindanında kalacak. Fakat İblis bu süre sonunda salıverilecek. Şeytan hiç tövbe etmeden doğrudan daha önce yaptığı işlere dönüp insanları aldatarak ulusları Mesih’e karşı isyan etmek üzere toplayacak. Gog ve Magog’tan Hezekiel 38-39 bölümlerinde bahsediliyor. Hezekiel peygamberin bu bölümlerde açıkladığı olaylar muhtemelen yedi yıllık sıkıntı süresinde gerçekleşecek. Buna göre, serbest bırakılan Şeytan, daha önce topladığı ulusları tekrar toplayacak.

Ayet 3, “Bin yılın sonrasında [Şeytan’ın] kısa bir süre salıverilmesi gerekiyor.” diyor. Belki bu “gerekiyor” sözünü şimdi daha iyi anlayabiliriz. Yedi yıllık sıkıntı süresinin sonunda hayatta kalmış olan gerçek imanlılar, yeni beden almadan doğrudan Mesih’in krallığına girecekler. Bu imanlılardan çocuklar, bu çocuklardan da çocuklar ve torunlar doğacak. Dünyanın nüfusu bin yıl boyunca tekrar çoğalacak. Ancak bu doğanlar Adem’in soyundan geldikleri için yüreklerine bir günah meyli bulaşmış olacak. Kimileri Mesih’i Kurtarıcı veya Kral olarak istemeyecek. Birçok kişi Rab İsa’nın demir çomaklı (12:5; 19:15) hükümdarlığına karşı gücenecek. Şeytan serbest bırakıldığı zaman bu insanları Mesih’e karşı savaşmaya çağıracak. Şeytan’ın çağrısına kulak verenlerin sayısı, “denizin kum tanelerinin sayısı gibi” olacak. Bu insanlar Kral İsa’nın kenti olan Yeruşalim’i kuşatacaklar. Fakat bu isyan bir anda bitirilecektir: “Gökten yeryüzüne, Tanrı’dan gelen bir ateş indi ve onları yiyip yuttu.”

Tanrı neden bu isyana izin verecek? Yani, Şeytan’ın salıverilmesi neden gerekliydi? Tanrı bu olayda bize ve bütün evrene ders veriyor. Rab İsa Mesih gelecekte bizzat bu dünyada bin yıl boyunca Kral olacak. Fakat böyle mükemmel, her bereketin bol, adaletin kusursuz olduğu bir dünyada bile insanlar günahı tercih edecekler. Çünkü yüreği yenilenmemiş olan her insan, kendi düşüncelerindeki günah meyline tutsaktır. Her insanın en büyük ihtiyacı günahlarının bağışlanması ve yüreğinin yenilenmesidir. Rab İsa Mesih bu kurtuluşu Kendi ölümü ve ölümden dirilişiyle sağladı ve bu kurtuluşu her insana sunuyor.

10Onları aldatan İblis, canavarla sahte peygamberin içinde bulunduğu ateş ve kükürt gölüne atıldı. Gündüz ve gece sonsuzca onlara azap çektirilecek.

Şeytan bu noktada kalıcı olarak cehenneme atılacaktır. Canavar (sahte Mesih) ve canavara destek veren sahte peygamber, bu noktada cehennemde bin yıl geçirmiş oldular. İblis günahlı bir melektir. Sahte Mesih ve sahte peygamber de günahlı insanlardır. Üçüne de aynı yerde sonsuzca azap çektirilecek. Cehenneme gidenler yok olmuyorlar. Cehennem, insanların belli bir süre için azap çekecekleri bir cezaevi de değildir. Cehenneme giden insanlara ebediyen azap çektirilecektir.

Son yargı günü ayet 11-15’te anlatılacaktır.

11Ayrıca büyük beyaz bir taht ve tahtın üzerinde Oturan’ı gördüm. O’nun çehresinden dünya ve gök kaçıp gitti. Yerlerinden silindiler.

İsa, “Baba kimseyi yargılamaz, bütün yargılama işini Oğul’a vermiştir. Öyle ki, herkes Baba’yı onurlandırdığı gibi Oğul’u onurlandırsın. Oğul’u onurlandırmayan, O’nu gönderen Baba’yı da onurlandırmaz.” dedi (Yuhanna 5:22-23, Kutsal Kitap). Son yargıda beyaz tahtın üzerinde Oturan, ebedî Tanrı Oğlu olan Rab İsa Mesih olacaktır.

Rab İsa’nın dünyaya ikinci gelişinde (bin yıllık krallığından önce), “Korkmuş biri gibi her ada kaçtı ve dağlar yok oldu” (Vahiy 16:20). Dünyaya dönen Mesih’in gazabından saklanacak bir yer kalmayacak. Rab İsa’nın bin yıllık krallığının sonunda, “O’nun çehresinden dünya ve gök kaçıp gitti. Yerlerinden silindiler.” Bütün dünya bu noktada yok olacaktır. Elçi Petrus bunu şöyle anlattı: “Ama Rab’bin günü hırsız gibi gelecek. O gün gökler büyük bir gürültüyle ortadan kalkacak, maddesel öğeler yanarak yok olacak, yer ve yeryüzünde yapılmış olan her şey yanıp tükenecek” (2. Petrus 3:10, Kutsal Kitap). “Rab’bin günü,” bu dünyanın ortadan kalkmasıyla tamamlanacak. İnsanların son yargıdan saklanmaları için hiçbir yer kalmayacak.

12Ölüleri, hem büyük hem küçük olanları gördüm. Tahtın önünde duruyorlardı. Kitaplar açıldı. Ve başka bir kitap daha açıldı. Bu kitap, Yaşam Kitabı’dır. Ölüler, kitaplarda yazılmış olanlardan, yaptıklarına göre yargılandılar.

Yuhanna, “ölüleri, hem büyük hem küçük olanları [gördü].” Bu bölümün 5. ayeti, “Diğer ölüler bin yıllık süre tamamlanıncaya dek dirilmediler.” dedi. Mesih’in bin yıllık krallığının sonunda “diğer ölüler” yani birinci dirilişe ait olmayan insanlar ölümden dirilecekler. Bu ölüler, Mesih’e iman etmemiş olan insanlardır.

Son yargı gününde “kitaplar” (çoğul) ve “başka bir kitap” (tekil) açılacak. “Kitaplar” muhtemelen insanların hayatlarında yaptıklarının kayıtlarıdır. Oysa ayrı olan kitap, Yaşam Kitabı’dır. “Ölüler, kitaplarda yazılmış olanlardan, yaptıklarına göre yargılandılar.” Bu ölüler Kurtarıcı İsa Mesih’e iman etmediler. Bunun için yalnızca kendi yaptıklarına göre yargılanacaklar. Bunların isimleri Yaşam Kitabı’nda yazılı değildir.

Kendi yaptıklarına göre yargılanan bir kişi cennete gidebilir mi? İncil’in sözüne göre, “Yasa’nın her dediğini yerine getirse de tek konuda ondan sapan kişi bütün Yasa’ya karşı suçlu olur.” (Yakup 2:10, Kutsal Kitap). Tanrı yüzde yüz kutsaldır. Tanrı, bir insanın sadece bir kez işlediği bir günaha bile tahammül edemez. Adem ve Havva sadece bir günahı bir kere işledikleri için Aden Bahçesi’nden kalıcı olarak atıldılar. Bir kişi kendi yaptıklarına göre yargılanırsa cennete gidemez (ayrıca bkz. Galatyalılar 2:21; 3:10-11). Çünkü “günahın ücreti ölümdür” (Romalılar 6:23). İsa Mesih çarmıhta bizim yerimize öldü. O’na iman eden herkesin ismi Yaşam Kitabı’nda yazılıdır.

Son yargı günü, Vahiy 19:11’den itibaren anlatılan son yedi olayın altıncısıdır.

13Deniz, kendisinde bulunan ölüleri teslim etti. Ölüm ve Ölüler Diyarı da kendilerinde bulunan ölüleri teslim ettiler. Her bir ölü yaptıklarına göre yargılandı. 14Ölüm ve Ölüler Diyarı ateş gölüne atıldılar. Bu, yani ateş gölü, ikinci ölümdür. 15Yaşam Kitabı’nda kim yazılı olarak bulunmadıysa ateş gölüne atıldı.

“Deniz” muhtemelen günah ve ölüm prensibini resmediyor (bkz. 21:1). “Ölüm” ölen insanların bedenlerini almıştı. “Ölüler Diyarı” ölenlerin ruhlarını almıştı. Birinci dirilişte dirilmemiş olan herkes son yargı gününde dirilecektir. Ayet 6, “Birinci dirilişe paydaş olan kutsaldır, ne mutlu ona! Bu dirilişte dirilenlerin üzerinde ikinci ölümün yetkisi yok.” dedi. İkinci ölüm, ateş gölüdür. Yalnızca Yaşam Kitabı’nda yazılı olarak bulunan insanlar ikinci ölümden kurtulacaklar. Bu kitap, Vahiy 13:8’de “katledilmiş olan Kuzu’nun Yaşam Kitabı” ve Vahiy 21:27’de “Kuzu’nun Yaşam Kitabı” şeklinde adlandırılıyor. Çünkü sonsuz yaşam, İsa Mesih’in çarmıhta sağladığı kefaret aracılığıyla alınır. Rab İsa, kurban olarak kesilen bir kuzu gibi çarmıhta günahlarımız için öldü. Mesih, günahlarımızın bedelini kanıyla ödedikten sonra, üçüncü gün ölümden dirildi. Rab İsa Mesih’e iman edenlerin isimleri, Yaşam Kitabı’nda yazılıdır.

SONRAKİ BÖLÜM

ÖNCEKİ BÖLÜM

ANASAYFA