Vahiy Bölüm 12
'Ejderha, doğum yaptığı zaman çocuğunu yiyip yutsun diye doğurmak üzere olan kadının önünde duruyordu.'

Ayet 1-6

1Gökte büyük bir işaret görüldü: bu, güneşle giyinmiş bir kadındı. Ay, onun ayakları altındaydı ve başında on iki yıldızlı bir taç vardı. 2Kadın gebeydi ve sancılanıp doğurmak için azap çekerek bağırdı.

“Gökte [bir] işaret” ifadesi Vahiy kitabında üç kez kullanılıyor (12:1,3 ve 15:1). Bu ayetlerde açıklanan üç işaretin birincisi, ulusları yönetecek olan bir çocuğu (ayet 5) doğuran bir kadındır. İkinci işaret, kadının doğurduğu çocuğu yiyip yutmak isteyen bir ejderhadır. Üçüncü işaret, Tanrı’nın öfkesinin getireceği son yedi belayı taşıyan yedi melektir. Bu üç işaretle dünyanın ruhsal tarihi özetleniyor.

Vahiy kitabının akışında 11:1-13 ve 12-13 bölümlerinde parantezler açılıyor. Vahiy 11’de açılan parantez iki önemli konu hakkında bize bilgi verdi. Bu konuların birincisi, yedi yıllık sıkıntı döneminin ortasında Yeruşalim kentine karşı gerçekleşecek olan saldırıydı. Bu konuların ikincisi ise, bu saldırıdan sonraki 3½ yıllık sürede dünyayı tövbeye çağıracak olan iki peygamberdi. Vahiy 12-13 bölümlerinde açılan parantez, gökte ve yeryüzünde arka planda gerçekleşecek olan başka önemli olaylar hakkında bize bilgi verecek.

Gökteki ilk işaret, güneşle giyinmiş olan, ayın ayaklarının altında olduğu ve başında on iki yıldızlı bir tacın bulunduğu bir kadındır. Bu kadın kimdir? Bu sorunun cevabını araştırmak için Yaratılış kitabının 37. bölümüne gitmemiz gerekir. Yaratılış 37:9-10’da Yusuf’un gördüğü bir rüya anlatılıyor. Yusuf rüyada güneşin, ayın ve on bir yıldızın kendi önünde eğildiğini gördü. Yusuf, rüyada gördüklerini babası Yakup’a söyledi. Yakup, Yusuf’un gördüğü güneşin ve ayın Yakup’un kendisini ve Yusuf’un annesi Rahel’i, on bir yıldızın ise Yakup’un diğer oğullarını simgelediğini hemen anladı. Bu rüya, Yusuf’un Firavun’un hükümranlığında iktidara geldiği zaman gerçekleşti.

Yuhanna’nın gördüğü kadın güneşle giyinmişti. Güneş, Yusuf’un rüyasında babası Yakup’u simgeliyordu. Buna göre güneşle giyinmiş olan kadın, Tanrı’nın İbrahim, İshak ve Yakup’a verdiği vaatlere sahipti. Bu kadının ayaklarının altında ay vardı. Yusuf’un rüyada gördüğü ay, annesi Rahel’i simgeliyordu. Rahel, Mesih’in soyağacında olmamasına rağmen, Yeremya 31:15 ve Matta 2:18 ayetlerinde ondan mecazen İsraillilerin annesi olarak bahsediliyor. Rahel ayrıca İsa’nın doğum yeri olan Beytlehem yolunda doğum yaparken öldü ve gömüldü. Ay Yuhanna’nın gökte gördüğü kadının ayaklarının altında olduğuna göre bu kadın Mesih’i doğurma hakkına sahipti. Bu kadının başındaki tacın, Yakup’un on iki oğlunu simgeleyen on iki yıldızı vardı. Buna göre bu kadın İsrail’in on iki oymağına sahipti. Yuhanna’nın gökte gördüğü kadın İsrail’dir.

Yuhanna’nın gördüğü kadın gebeydi. Kadının doğum sancıları gelmişti. İsrail, Mesih’in doğumundan önce Roma’dan ve tarihte farklı uluslardan çok eziyet çekti. Yeşaya peygamber İsrail halkıyla ilgili olarak, “Çünkü bize bir çocuk doğacak, bize bir oğul verilecek. Yönetim onun omuzlarında olacak. Onun adı Harika Öğütçü, Güçlü Tanrı, Ebedi Baba, Esenlik Önderi olacak.” dedi (Yeşaya 9:6, Kutsal Kitap). Yeşaya peygamberin sözlerine göre Mesih, doğacak bir çocuk olarak İsrail’e verilecekti. Yuhanna’nın gökte gördüğü kadın İsrail’dir. İsrail’in doğuracağı çocuk, Mesih’tir.

3Gökte başka bir işaret de görüldü: bu, büyük ateşli bir ejderhaydı. Yedi başı ve on boynuzu vardı. Başlarında yedi taç vardı.

Büyük ateşli ejderha gökteki ikinci işarettir. Ayet 9 bu ejderhanın Şeytan olduğunu söylüyor. Ejderhanın yedi başı ve on boynuzu vardı. Onun her başı üzerinde bir taç vardı. Vahiy kitabının ilerleyen sayfalarında bu başlar, boynuzlar ve taçlar hakkında daha ayrıntılı bilgi verilecek.

Ejderhanın başlarının üzerinde bulunan taçlar, bu yedi başın yedi krallığı simgelemekte olduğunu gösteriyor. Bu krallıklar muhtemelen İsrail’e zulmeden krallıklardır. Daniel peygamber kendi zamanından geleceği görerek İsrail’e eziyet edecek olan dört krallık öngördü: Babil, Medler ve Persler, Antik Yunanistan ve Roma (bkz. Daniel 2,7). Ancak Daniel Roma İmparatorluğu’nun iki ayrı dönemini öngördü (bkz. Daniel 2:33,40-41; 7:23-24). Bu iki dönemi Roma I ve Roma II şeklinde adlandırabiliriz. Roma I antik Roma İmparatorluğu’dur. Roma II gelecekte güç kazanacak bir ittifaktır. Daniel’in kendi zamanından önce İsrail’e zulmeden iki krallık daha vardı: Mısır ve Asur. Tanrı, Yeşaya peygamber aracılığıyla bu iki krallıktan söz etti: Egemen RAB diyor ki, “Halkım gurbette yaşamak için önce Mısır’a inmişti. Şimdi de Asurlular onları ezdi.” (Yeşaya 52:4, Kutsal Kitap). Ejderhanın yedi başının sırasıyla Mısır, Asur, Babil, Med-Pers, Yunan, Roma I ve Roma II İmparatorluklarını simgelediğini böylece anlayabiliriz.

4Kuyruğu göğün yıldızlarının üçte birini sürükleyip yeryüzüne attı. Ejderha, doğum yaptığı zaman çocuğunu yiyip yutsun diye doğurmak üzere olan kadının önünde duruyordu.

Kendisi bir melek olan Şeytan, insanlar yaratılmadan önce Tanrı’ya karşı başkaldırdı (bkz. Yeşaya 14:12-15, Hezekiel 28:12-17). İsa, Matta 25:41’de İblis’in meleklerinden bahsetti. Vahiy kitabının bu bölümü de Şeytan’ın meleklerinden bahsediyor (ayet 7,9). İblis Tanrı’ya karşı başkaldırdığı zaman diğer meleklerin üçte biri onu izledi (ejderha “yıldızlarının üçte birini [sürükledi]”). Pavlus, İblis’i havanın hükümranlığının…reisi olarak tarif etti (Efesliler 2:2). Şeytan ve meleklerinin bugünkü harekât üssü alt göklerdir. Fakat yedi yıllık sıkıntı süresinin ortasında Şeytan ve melekleri yeryüzüne atılacaklar (ayet 7-9). Buna göre yukarıdaki ayet 4’ün ilk cümlesi, insanlar yaratılmadan öncesinden başlayıp gelecekteki yedi yıllık sıkıntı süresinin ortasına kadar devam eden bir aralığı kapsıyor. İblis, insanlar yaratılmadan önce diğer meleklerin üçte birini günah işlemeleri için ayarttı. Şeytan böylece bu melekleri Tanrı’nın yargısına düşürdü. Bu yargıda Şeytan ve melekleri önce alt göklerden yeryüzüne, nihayetinde ateş gölüne atılacaklar.

Yuhanna’nın gördüğü kadın İsrail’dir. Bu kadının doğuracağı çocuk İsa Mesih’tir. Yuhanna’nın gördüğü ejderha Şeytan’dır. İsa Mesih doğduğu zaman Şeytan O’nu öldürmek istedi. Rahel’den, mecazen İsraillilerin annesi olarak bahseden Matta 2:16-18 ayetleri, Kral Hirodes’in İsa’yi öldürmeye çalıştığını anlatıyor. Hirodes Beytlehem ve yakınında bulunan iki ve iki yaşından küçük bütün erkek çocuklarını öldürttü. Fakat Tanrı, Yusuf ve Meryem’i Mısır’a gönderip İsa’yı korudu. Şeytan İsa’yı yok etmek istedi. Şeytan İsa’nın Kral olmasını istemiyor. Çünkü Şeytan dünyanın hükümdarlığına sahip olmak ve dünyanın kendisine tapınmasını istiyor.

5Kadın bir oğul, bütün ulusları demir çomakla gütmek üzere olan bir erkek çocuk doğurdu. Çocuk alınıp Tanrı’ya ve O’nun tahtına götürüldü.

Yeşaya peygamber de İsrail’in bir erkek çocuk doğuracağını söyledi (Yeşaya 66:7). Bu çocuk bütün ulusları demir çomakla güdecek. Mezmur 2’de Baba Oğul’a, “İste benden, ve miras olarak sana milletleri, mülkün olarak yeryüzünün uçlarını da vereceğim. Onları demir çomakla kıracaksın; Bir çömlekçi kabı gibi onları parçalıyacaksın.” dedi (Mezmur 2:8-9, eski çeviri). İsa Mesih tüm uluslar üzerinde Krallık sürecek. “Demir çomakla gütmek” ifadesi, Mesih’in Kral olarak hiçbir adaletsizliği ve Kendisine karşı hiçbir isyanı kabul etmeyeceği anlamına geliyor.

Yuhanna’nın vahiyde gördüğü çocuk alınıp Tanrı’ya ve O’nun tahtına götürüldü. Kuzu’nun kanından bu bölümde bahsedilecek (ayet 11). İsrail’in doğurduğu Mesih, Kuzu gibi ölüp dünyanın günahları için kefaret sağladı. Fakat yukarıdaki ayet 5, İsa’nın hayatından, ölümünden veya ölümden dirilişinden bahsetmiyor. Çünkü ayet 5, İsa’nın ilk gelişinde Krallık hakkına kavuşamamasını anlatıyor. İsa Mesih, ölümünden ve ardından ölümden dirilişinden sonra yukarı alınıp Babası’nın sağına oturdu. Mezmur 110’un açıkladığı gibi, Mesih şu anda Krallığını almak için beklemektedir: RAB Rabbime dedi: Ben düşmanlarını senin ayaklarına basamak koyuncıya kadar, sağımda otur (Mezmur 110:1, eski çeviri).

6Kadın çöle kaçtı. Bin iki yüz altmış gün orada onu beslesinler diye çölde Tanrı tarafından hazırlanmış bir yeri vardı.

Yuhanna’nın vahiyde gördüğü kadın (İsrail) çöle kaçtı. Diğer uluslar Yeruşalim kentini kırk iki ay ayak altında çiğneyecekler (11:2). Bu sürede (42 ay x 30 gün/ay = 1260 gün), çöle kaçan Yahudiler Tanrı tarafından korunacaklar. İsa gelecekte gerçekleşecek olan olaylar hakkında öğrencileriyle konuşurken bu kaçıştan bahsetti: Peygamber Daniel’in sözünü ettiği yıkıcı iğrenç şeyin kutsal yerde dikildiğini gördüğünüz zaman –okuyan anlasın– Yahudiye’de bulunanlar dağlara kaçsın (Matta 24:15-16, Kutsal Kitap). İsrail’in bu kaçışı hakkında daha ayrıntılı bir anlatım sonraki ayetlerde bulunuyor. Çölde korunan İsrailliler, 11:1’de “ölçülen” tapınanlar olabilir.

Vahiy 12:5 ve Vahiy 12:6 art arda gelen ayetlerdir. Ancak bu ayetlerin anlattıkları olayların birincisi geçmişte yaşanmıştır, öbürü gelecekte yaşanacaktır. Ayet 5 İsa Mesih’in ilk gelişiyle ilgilidir. Ayet 6 İsa’nın ikinci gelişinden hemen önce meydana gelecek olan bir olayla ilgilidir. Aradan yaklaşık 2000 yıl geçmiş olmak üzeredir. Mesih’in bu her iki gelişi Kutsal Kitap’ta birkaç kez buna benzer bir şekilde art arda gelen ayetlerde anlatılıyor (bkz. Zekeriya 9:9-10; Yeşaya 53:10-12; 61:1-2; Malaki 3:1-2).

Ayet 7-17

7Mikail ve meleklerinin ejderhayla savaşmaları için gökte savaş oldu. Ejderha kendi melekleriyle birlikte savaştı. 8Ejderhanın gücü yetmedi ve o andan itibaren gökte onun yeri kalmadı. 9Tüm yeryüzünü aldatan, İblis ve Şeytan olarak adlandırılan eski yılan, büyük ejderha yeryüzüne atıldı. Onun melekleri de kendisiyle yeryüzüne atıldılar.

Tanrı, Daniel peygamber aracılığıyla, “Ve senin kavmın oğulları için durmakta olan büyük reis, Mikael, o vakit kalkacak; ve millet olalıdan beri o zamana kadar vaki olmamış bir sıkıntı vakti olacak; ve o vakit senin kavmın, kitapta yazılı bulunan herkes kurtulacak.” dedi (Daniel 12:1, eski çeviri). Daniel’in bahsettiği büyük sıkıntı, Vahiy 11-12 bölümlerinde anlatılan 3½ yıllık sürede meydana gelecek. Bu sürenin başlangıcında Başmelek olan Mikail (bkz. Yahuda 1:9) ve onun melekleri, Şeytan ve onun melekleriyle savaşacak. Şeytan bu savaşta yenilecek. İblis şimdiki harekât üssü olan alt göklerden yeryüzüne atılacak. Bu savaş ve sonucu Şeytan’ın asıl günahının yargısının bir parçasıdır (bkz. ayet 4).

İsa öğrencilerine, Şeytanın gökten şimşek gibi düştüğünü gördüm. dedi (Luka 10:18, eski çeviri). Sonra çarmıha gerileceği zamanı yaklaşınca İsa, “Bu dünyanın hükmü şimdidir; bu dünyanın reisi şimdi dışarı atılacaktır.” dedi (Yuhanna 12:31, eski çeviri). İsa bu sözlerle Kendi ölümünün getireceği Şeytan’ın nihai yargısını önceden ilan ediyordu. Aden Bahçesindeki “eski yılan” olan Şeytan, Âdem’i günah işlemesi için ayarttı. Âdem, işlediği günah yüzünden ruhsal olarak öldü. Âdem, Tanrı’nın ona verdiği dünya üzerindeki yetkiyi kaybetti. Şeytan bu yetkiyi gasbetti. İsa çarmıhta Âdem ve soyunun günahlarının ölüm cezasını Kendi üzerine aldı. İsa böylece Âdem ve soyuna (bize) yeni bir hayat teklifi sundu. Ayrıca İsa çarmıhta Şeytan’ın gasbettiği reisliğinin sonunu emreden fermana Kendi kanıyla imza attı. Şeytan, yedi yıllık sıkıntı süresinin ortasında gerçekleşecek olan göksel savaşın sonunda yeryüzüne atılacak. İblis’in nihai yargısı Vahiy 20’de açıklanacak.

10Gökte konuşan büyük bir ses işittim: “Tanrımız’ın kurtarışı, kuvveti, krallığı ve O’nun Mesihi’nin hakimiyeti gerçekleşti. Çünkü kardeşlerimizin suçlayıcısı gökten atıldı. Tanrımız’ın önünde gündüz ve gece onları suçluyordu. 11Onlar Kuzu’nun kanı sayesinde ve tanıklıklarının sözü sayesinde suçlayıcıyı yendiler. Ölüm pahasına canlarını sevmediler. 12Bunun için çok sevinçli olun, ey gökler ve oralarda oturanlar! Vay ki yere ve denize! Çünkü İblis, az zamanı olduğunu bilerek büyük kızgınlıkla size indi.”

Yuhanna’nın gökten duyduğu ses, “Tanrımız’ın kurtarışı, kuvveti, krallığı ve O’nun Mesihi’nin hakimiyeti gerçekleşti.” dedi. Gökte seslenenler, Şeytan ve meleklerinin göksel savaşta yenilmelerinin sonucu olarak yeryüzüne atılmalarının önemini anlayarak bu sözleri söylüyorlar. Mesih’in çarmıhta sağladığı kurtuluşun getireceği bereketlerinin Kendi Krallığında gerçekleştirilmek üzere olduğunu anlıyorlar. Şeytan ve melekleri yeryüzüne atıldığı zaman yedi yıllık sıkıntı süresinin sonuna 3½ yıl daha kalır. Fakat Şeytan’ın yeryüzüne atılması, Mesih’in dönüşünün ve kuracağı Krallığının yakın ve kesin olduğunu gösteren çok önemli bir olaydır.

Yuhanna’nın gökten duyduğu ses İblis’i “kardeşlerimizin suçlayıcısı” olarak tarif etti. Bu sesin ölmüş olan ve gökte bulunan kardeşlere ait olduğunu buradan anlıyoruz. Onların bahsettikleri kardeşler muhtemelen o anda, yedi yıllık sıkıntı süresinde dünyada bulunan imanlılardı. Şeytan tarih boyunca Tanrı’nın önünde gece-gündüz gerçek imanlı olan insanları suçladı ve bugün de aynı şekilde suçlamaya devam ediyor. Örneğin Şeytan’ın Eyüp’e karşı yaptığı suçlamalar Eyüp 1:6-11, 2:1-5’te yazılmıştır. Fakat günahlarımız için kefaret sağlamış olan Rab İsa Mesih, Baba’nın yanındır. O bizi Şeytan’ın suçlamalarına karşı savunuyor: Yavrularım, günah işlemeyesiniz diye bunları size yazıyorum. Eğer bir kişi günah işlerse, Baba’yla beraber bulunan, bir Şefaatçimiz var. Bu Kişi, doğruluğa sahip olan İsa Mesih’tir. Kendisi günahlarımıza, ve yalnız bizim günahlarımıza değil, tüm dünyanın günahlarına kefarettir (1. Yuhanna 2:1-2).

Yedi yıllık sıkıntı süresinde dünyada bulunan kardeşler, kendilerini gece-gündüz suçlayan ve yaşadıkları yeryüzüne atılan İblis’i “Kuzu’nun kanı sayesinde ve tanıklıklarının sözü sayesinde yendiler.” Kuzu olan İsa Mesih’in kanı Kendisine iman etmiş olan her insanın üzerine serpilmiştir (1. Petrus 1:2). Mesih’in kanı her gerçek imanlıyı Şeytan’dan koruyor. Mesih’e iman edenler, ikrar ettikleri Tanrı’nın sözü sayesinde Şeytan’ı yenerler. Şeytan onları yenemez. Şeytan onların imanını yok edemez. Yedi yıllık sıkıntı süresinde yaşayan birçok imanlı fiziksel hayatlarını kaybedecekler: “Ölüm pahasına canlarını sevmediler.” Fakat onlar Tanrı’nın huzurunda ebedîyen yaşayacaklar.

Tanrı’nın gökteki melekleri ve halkı Şeytan’ın Tanrı’nın önünde yaptığı suçlamaların bitmesine ve Şeytan’ın alt göklerdeki harekât üssünden atılmasına çok sevinecekler. Ancak Şeytan’ın dünyaya gelmesi karaya ve denize büyük sıkıntı getirecek. Vahiy 13 bölümü İblis’in bu sürede kullanacağı iki “canavarı” anlatıyor. Bu canavarlardan biri mecazî olarak denizden, öbürü karadan çıkacak. Şeytan, yeryüzüne atıldığı zaman Tanrı’nın onu nihai şekilde yargılamak üzere olduğunu bilerek büyük bir kızgınlıkla hareket edecek. Bunun için ayet 12, “Vay yere ve denize!” diyor. Fakat Şeytan’ın bu sürede kuracağı imparatorluk, yedinci borazanın getireceği son “Vay” olan bir yargıyla yıkılacak (Vahiy 18:10,16,19).

13Ejderha yeryüzüne atıldığını gördüğü zaman, erkek çocuğu doğuran kadına zulmetti. 14Vakit, vakitler ve yarım vakit süresi kadar yılanın çehresinden uzak kalıp kendi yerinde beslenmesi için kadına, çöle uçmak üzere Büyük Kartalın iki kanadı verildi.

Ayet 13, “Ejderha yeryüzüne atıldığını gördüğü zaman…” sözleriyle başlıyor. Sanki Şeytan, Başmelek Mikail’le yaptığı savaşta uğradığı yenilgiyi beklemiyordu. Ancak Şeytan yenildiği halde Tanrı’ya karşı başkaldırmaya ve Tanrı’nın halkından nefret etmeye devam edecek. İblis yedi yıllık sıkıntı süresinin ortasında yeryüzüne atıldığı zaman hemen İsrail’e zulmedecek. Rab İsa öğrencilerine bu anla ilgili olarak, “Yahudiye’de bulunanlar dağlara kaçsın.” dedi (Matta 24:16 [ayrıca bkz. yukarıdaki ayet 6]).

Şeytan tarafından zulme uğrayan İsrail’e “Büyük Kartalın iki kanadı verildi.” Kartal kanatları, Kutsal Kitap’ta kullanılan, Tanrı’nın kurtarışını simgeleyen bir simgedir. Örneğin Tanrı Musa’ya, “Mısırlılara ne yaptım, ve sizi nasıl kartal kanatları üzerinde taşıdım, ve sizi kendime getirdim, gördünüz.” dedi (Mısır’dan Çıkış 19:4, eski çeviri). Tanrı, kaçan İsraillilerin emniyetli bir şekilde çöle gitmelerini sağlayacak. İsrail çölde, Tanrı’nın onlar için hazırladığı bir yerde (bkz. ayet 6) beslenecektir. Kaçan Yahudiler “vakit, vakitler ve yarım vakit süresi kadar” çölde kalıp Şeytan’ın zulmünden korunacaklar. Bu süre, yedi yıllık sıkıntı zamanının son 3½ yılıdır. Daniel peygamber aynı ifadeyi sahte Mesih’in kutsallara zulmedeceği süre için de kullandı: Ve Yüce Olana karşı sözler söyliyecek, ve Yüce Olanın mukaddeslerini hırpalıyacak;…bir vakte ve vakitlere ve yarım vakte kadar onun eline verileceklerdir (Daniel 7:25, eski çeviri).

15Yılan, bir sel gibi onu alıp götürsün diye kadının ardınca ağzından bir nehir gibi su akıttı.

Şeytan, İsrail kendisinden kaçıp çöle sığındığı zaman İsraillilerin ardından “ağzından nehir gibi su” akıtacak. Yeşaya peygamber Asur ordusunun İsrail’e karşı yapacağı saldırıyı öngördüğü zaman orduyu bir sele benzetti: “Yatağından taşan ırmak, kıyılarını su altında bırakacak. Yahuda’yı kaplayan sular her şeyi silip süpürerek adam boyu yükselecek, ülkeni boydan boya dolduracak, ey İmmanuel!” (Yeşaya 8:7-8, Kutsal Kitap). Şeytan’ın ağzından akıtılacak olan sular muhtemelen onun kullanacağı sahte Mesih’in ordusudur. İsrail çöle kaçınca sahte Mesih ağzından çıkan bir sözle ordusunun bir bölüğünü onları kovalamaya gönderecek.

16Yer kadına yardım etti. Ağzını açıp ejderhanın ağzından akıttığı nehri yuttu.

Sahte Mesih’in ordusu İsraillileri sel gibi alıp götürmeye giderken Tanrı İsrail’e yardım edecek. Yer ağzını açıp Şeytan’ın ağzından çıkan nehri yutacak. Buna benzer bir yargıyla Musa ve Harun’un önderliğine karşı isyan eden kişiler öldürüldüler (Çölde Sayım 16:30-33). Yer yarılacak, sahte Mesih’in gönderdiği ordusu yarığa düşüp yutulacak.

17Ejderha kadına öfkelenip onun soyunun kalanlarıyla, Tanrı’nın buyruklarına uyan ve İsa’nın tanıklığını beyan edenlerle savaşmaya çıktı.

Şeytan, uğradığı yargıya ve yenilgilere rağmen İsrail’i yok etme niyetinden vazgeçmeyecek. Kadının soyunun kalanlarıyla savaşmaya gidecek. Yedi yıllık sıkıntı süresinde İsa Mesih’e iman etmemiş olan çok sayıda Yahudi ölecek (bkz. Zekeriya 13:8-9). Ancak ayet 17’de bahsedilen Yahudiler, sahte Mesih’in buyruklarına değil, Tanrı’nın buyruklarına uyan Yahudiler olacak. Bu Yahudiler Rab İsa Mesih’in sözlerini beyan eden kişiler olacaklar.

İsa Mesih’in sözlerini beyan eden hangi Yahudiler çöle kaçmayacak? Bunlar muhtemelen Vahiy 7 bölümünde anlatılan 144 bin kişidir. Bu Yahudiler Tanrı’nın kulları olarak alınlarından mühürlendiler. Onlar çöle kaçmazlar. Çünkü onların tanıklık etme görevleri devam edecek.

SONRAKİ BÖLÜM

ÖNCEKİ BÖLÜM

ANASAYFA