Vahiy Bölüm 10
'Tanrı’nın sırrı O’nun kulları olan peygamberlere müjdelediği gibi tamamlanacaktır.'

1Gökten inen güçlü bir melek gördüm. Bir bulutla giyinmişti ve Gökkuşağı başının üzerindeydi. Yüzü güneş gibi ve ayakları ateşten sütunlar gibiydi.

Vahiy 8-9’da yedi meleğin altısı borazanlarını çaldı. Yedinci borazanın çalınması Vahiy 11 bölümünün sonunda anlatılacak. Yuhanna’nın bu arada gördüğü görümler Vahiy 10-11 bölümlerinde bulunuyor.

Yuhanna gökten inen güçlü bir melek gördü. Kendisi Vahiy 5:2 ve 18:21 ayetlerinde de güçlü melekler gördü. Yuhanna ayrıca Vahiy 18:1 ve 20:1 ayetlerinde gökten inen melekler gördü. Ancak Yuhanna, Vahiy 10:1’de gördüğü meleği ayrıntılı şekilde tarif etti. Örneğin, Gökkuşağı bu meleğin başının üzerindeydi. Bu gökkuşağı anlamlıdır. Çünkü Yuhanna, Tanrı’nın tahtını gördüğü zaman, “Tahtın etrafında zümrüt taşına benzeyen bir gökkuşağı vardı.” dedi (4:3). Böylece Vahiy 10:1’de tarif edilen meleğin Tanrı’nın tahtından gönderilen bir ulak olduğunu anlarız. Meleğin yüzünün güneş gibi ve ayaklarının ateşten sütunlar gibi olması, Mesih’in özelliklerini yansıtıyordu. Bu melek, Mesih’in özelliklerini yansıtmakla O’nu yüceltmekteydi (bkz. 4:7).

2Elinde açık bir kitap vardı. Sağ ayağını deniz üzerine, sol ayağını ise kara üzerine koydu. 3Bir aslanın kükrediği gibi yüksek sesle bağırdı. O bağırdığında yedi gök gürlemesi kendi sesleriyle konuştular. 4Yedi gök gürlemesi konuştuğu zaman yazmak üzereydim. Gökten, “Yedi gök gürlemesinin söylediklerini mühürle, onları yazma!” diyen bir ses işittim. 5Deniz üzerinde ve kara üzerinde durmakta olduğunu gördüğüm melek sağ elini göğe kaldırıp 6artık erteleme olmayacağına dair göğü ve gökteki her şeyi, yeri ve yerdeki her şeyi, denizi ve denizdeki her şeyi yaratmış Olan, sonsuzca Yaşayan üzerine ant içti. 7Bir erteleme olmasının aksine yedinci meleğin sesinin günlerinde, yani yedinci melek borazanını çalmak üzereyken Tanrı’nın sırrı O’nun kulları olan peygamberlere müjdelediği gibi tamamlanacaktır.

Yuhanna’nın gördüğü meleğin elinde açık bir kitap vardı. Bu kitaptan ayet 8-11’de tekrar bahsedilecek. Gökten inmiş olan bu melek sağ ayağını deniz üzerine ve sol ayağını kara üzerine koyup sağ elini göğe kaldırdı. Bu üç konum Vahiy 12-13 bölümlerinde anlatılan olayların konumlarıdır: gökte savaş (12:7), denizden yükselen bir canavar (13:1) ve karadan yükselen bir canavar (13:11). Yuhanna’nın gördüğü melek, artık erteleme olmayacağına dair göğü, yeri ve denizi Yaratan üzerine ant içti. Bir erteleme olmasının aksine, yedinci melek borazanını çalacağı zaman Tanrı’nın peygamberlere bildirdiği plan tamamlanacaktır. Gökte, yerde ve denizde egemen olan Tanrı, Mesih’in Krallığını dünyada gerçekleştirecektir.

Buna benzer olarak Daniel peygamber bir görümde keten giysili bir adamın sağ ve sol elini göğe kaldırarak ant içtiğini gördü. Daniel’in gördüğü kişi, Vahiy kitabında anlatılan sıkıntı zamanın son kısmının bir vakit ve vakitler ve yarım vakit (üç buçuk yıl) süreceğine dair ant içti (bkz. Daniel 10:5-14;12:7).

Yuhanna yedi gök gürlemesinin seslerini işitti. Bu ayetler dışında Vahiy kitabında gök gürlemeleri yedi kez işitiliyor (4:5; 6:1; 8:1,5; 11:15,19; 14:1-2; 16:17-18; 19:2,6). Her defasında önemli bir olay meydana geliyor. Bu gök gürlemeleri Tanrı’nın nihai yargısının getireceği fırtınanın yaklaştığını belirtiyor. Vahiy 10:3-4’te bu yedi gök gürlemesi beraber seslendiler. Seslendikleri zaman anlaşılır sözler söylediler. Çünkü Yuhanna bunların söylediklerini yazmak istedi. Fakat Yuhanna’nın yedi gök gürlemesinin söylediklerini yazmasına izin verilmedi. Bu sözler mühürlü kaldı. Belki de bu yedi gök gürlemesi Mesih’in dönüşünde meydana gelecek olan yargıların ayrıntılarını söylemişlerdir; bunu bilmiyoruz.

8Gökten işittiğim ses benimle tekrar konuşup “Git, deniz üzerinde ve kara üzerinde duran meleğin elinde açık olan kitapçığı al.” dedi. 9Meleğin yanına gidip kitapçığı bana vermesini söyledim. O da bana, “Al ve onu yiyip bitir. Karnını acılaştıracak fakat ağzında bal gibi tatlı olacak.” dedi. 10Meleğin elinden kitabı aldım ve onu yiyip bitirdim. Ağzımda bal gibi tatlıydı ve onu yediğim zaman karnım acılaştı. 11Bana, “Halklarla ilgili ve çok sayıda ulus, dil ve kralla ilgili olarak tekrar peygamberlik etmen gerekiyor.” dediler.

Yuhanna’nın gördüğü, gökten inen meleğin elinde açık bir kitap vardı (ayet 2). Yuhanna’nın daha önce işittiği ses şimdi tekrar kendisine seslenerek bu kitapçığı meleğin elinden almasını söyledi. Yuhanna kitapçığı melekten isteyince melek, “Al ve onu yiyip bitir.” dedi. Ayrıca melek kitapçığın Yuhanna’nın ağzında tatlı, ancak karnında acı olacağını söyledi. Yuhanna kitapçığı yediği zaman etkisi meleğin dediği gibiydi.

Bu olayın anlamı, bu ayetlerin önceki ayetlerle olan bağlantısı ve bu bölümün Vahiy kitabının akışındaki önemi nedir? Bu sorulara cevap vermek için ilk olarak Hezekiel peygamberin yazılarına bakmalıyız. Çünkü Yuhanna’nın bu ayetlerde yaşadığı olay Hezekiel’in yaşadığı bir olaya çok benziyor:

Sen, ey insanoğlu, sana söyleyeceğimi dinle! Bu başkaldıran halk gibi asi olma! Ağzını aç, sana vereceğimi ye!” Baktım, bana doğru uzanmış bir el gördüm; içinde tomar halinde bir kitap vardı. Tomarı önümde açtı, her iki yanı da yazılıydı. Orada ağıtlar, iniltiler, figanlar yazılıydı. Bana, “Ey insanoğlu, sana verileni ye. Bu tomarı yedikten sonra git, İsrail halkına seslen” dedi. Böylece ağzımı açtım, yemem için tomarı bana verdi. Bana, “Ey insanoğlu, sana verdiğim tomarı ye, mideni onunla doldur” dedi. Bunun üzerine tomarı yedim. Bal gibi tatlı geldi bana. (Hezekiel 2:8-3:3, Kutsal Kitap)

Hezekiel’e verilen tomarda ağıtlar, iniltiler ve figanlar yazılıydı. Bu belalar Tanrı tarafından İsrail’in günahlarına karşılık olarak gerçekleştirilecek yargılardı. Hezekiel peygamber bu tomarı yediği zaman ağzında tatlıydı. Ancak bu tomarın Hezekiel’in karnında acı olduğu yazılmıyor. Hezekiel’in yediği tomar neden karnında acı değildi? Yuhanna’nın yediği kitapçık ile Hezekiel’in yediği tomar arasındaki fark nedir?

Her iki evrakta da Tanrı’nın sözü yazılıydı. Tanrı’nın sözü her zaman tatlıdır. Yuhanna’nın yediği kitapçık ve Hezekiel’in yediği tomar ağızlarında tatlıydı. Fakat her iki evrak da belalarla ilgiliydi. Hezekiel peygamberin İsrail’e karşı öngördüğü yargılar kısmîydi ve kalıcı değildi (bkz. Hezekiel 36:8-15,25-38). Ayrıca Hezekiel’in hem İsrail hem de diğer uluslara karşı öngördüğü bazı yargılar kendi zamanında gerçekleşmeyecekti. Bu yargıların bazıları Mesih’in ikinci gelişinden hemen önce gerçekleşecek olan olaylarla ilgiliydi (örneğin Hezekiel 20:33-38, 38-39). Hezekiel’in yediği tomar muhtemelen bu yüzlerden midesinde acı olmadı. Fakat Yuhanna’nın yediği kitapçıkta yazılan belalar hemen gerçekleşmek üzereydi. Yedinci melek borazanını çalacağı zaman Tanrı’nın planı kalıcı olarak tamamlanacaktır (ayet 7). Bunun için Yuhanna’nın karnı hemen acılaştı.

Vahiy 10 bölümünün mesajı açıktır: Tanrı’dan uzak kalmış olan dünyanın tövbe etme fırsatının sonu yakındır. Yuhanna’nın yediği kitapçıkta yazılan belalar Vahiy kitabının sonraki sayfalarında gerçekleşecektir. Bu sayfalar aracılığıyla Yuhanna “Halklarla ilgili ve çok sayıda ulus, dil ve kral ile ilgili olarak tekrar peygamberlik [edecek].”

Gökten gelen ses, Yuhanna’nın gök gürlemelerinin söylediklerini yazmasına izin vermedi (ayet 4). Fakat aynı ses Yuhanna’nın meleğin elindeki kitapçığı almasını istedi (ayet 8). Yuhanna Tanrı tarafından yönlendiriliyordu. Yuhanna’nın Vahiy kitabında kaydettiği bilgiler rastgele olarak seçilmedi. Bu kitap Tanrı’nın verdiği vahiydir.

SONRAKİ BÖLÜM

ÖNCEKİ BÖLÜM

ANASAYFA